Diyanet Birlik-Sen Kocaeli Şubesi'nde ilk olağan genel kurul gerçekleştirildi. Kocaeli ve Düzce olmak üzere toplam 450 üyesi olan sendika genel kurulunu Seka Park Otel'de gerçekleştirildi.107 üyenin oy kullanma hakkı bulunan genel kurulda kurucu başkan olan Numan Uysal seçilmiş başkan oldu.
"ADAYLIĞIMIZ ENGELLENDİ"
Başkan Numan Uysal kongrede yaptığı açıklamada yanlışlığa ve hukuksuzluğa karşı olacaklarını ve bütün olumsuz gidişattan dini sorumlu tutmanın yanlış olduğunu belirterek şunları söyledi: "Sendikal faaliyetlere İdealist ve Milli ve manevi değerlere bağlı, gücünü üyesinden alan duyarlı ve etkili bir sendikal anlayışı ile başlayan bizler geçen yıla kadar Türk Diyanet Vakıf Sen Kocaeli şubesi olarak mücadele ederken, önce sendika genel kurulunda adaylığımız engellendi. Daha sonra Kocaelinde beraber oluşturduğumuz irademize müdahale edildi ve emeklerimiz yok sayıldı. sendika ve üyelerimizin dışında dayatmalarla karşılaşmamız üzerine haksızlığa boyun eğmeyerek yeni bir yol açarak bizim gibi hukuk ve demokrasi dışı müdahalelere maruz kalan başka bir yol olmadığından, dostlarımızca kurulan DİYANET-BİRLİK SEN sendikasına katıldık. Kocaeli Diyanet çalışanlarının teveccühü ve desteği ile Düzce ilimiz çalışanları ile birlikte yeniden kanuni şartlarını tamamlayarak şube olma hakkını elde ettik. Diyanet Birlik-Sen Kocaeli-Düzce şubemizi kurduk ve bu gün kurduğumuz şubemizin1. Olağan genel kurulunu yapıyoruz. Bu münasebetle Bizleri yalnız bırakmayarak ilimizin onurunu çiğnetmeyen çok değerli üyelerimize Düzce ilimizin çok değerli üye ve delegelerine şükranlarımı sunuyorum.
"SENDİKALARIN GÖREVİ TOPLU SÖZLEŞMELERE KATILMAK"
Sendikalar bir sivil toplum oluşumudur. Sivil toplum örgütü olarak Demokrasilerin yerleşmesinde, işlevinde çok önemli konum arz ederler. Toplumun sesi, Toplumsal gelişmeyi sağlama, toplumsal katılımla bireyin gelişimine toplu örgütlü olarak bir güç oluşumu sağlar. Sendikaların görev ve sorumlulukları vardır. 4688 Sayılı Kanunun 19. Maddesinde belirlenen: “Kamu personelinin hak ve ödevleri, çalışma koşulları, yükümlülükleri, iş güvenlikleri ile sağlık koşullarının geliştirilmesi konularında görüş bildirmek, üyelerin ortak ekonomik ve sosyal hak ve menfaatleri ile personel hukukunu ilgilendiren konularda ilgili kurumlara ve yetkili makamlara sunulmak üzere çalışmalar yapmak ve öneriler getirmek” sendikaların görev ve sorumlulukları olarak belirlenmiştir. Sendikaların görevi; Kurum düzeyinde görüş bildirmek üzere, Kurum idarî kurullarına katılmaktır. Bir başka görevi ise hükümetler ile memurlar için Toplu sözleşmelere katılmaktır.
"YANLIŞLIĞA VE HUKUKSUZLUĞA KARŞI OLACAĞIZ"
Sendikamız; çalışanlar arasında ayırım gözetmeksizin hak ve sorumlulukları iyi bilen bir üye topluluğu meydana getirmek, Üyelerinin hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek, mesleki saygınlık için onurlu, dürüst ilkeli ve kararlı hak arama mücadelesini amaç edinmiştir. Sendikacılık siyaset ve idareden bağımsız olmaktır. Siyasetin ve idarenin kontrolünde ve etkisinde kalarak sendikacılık yapılamaz. Sendikacı her hal ve şartta çalışanın yanında olmaktır. Çalışanın sözcüsü olmaktır. Sendikacılık cesaret ve irade ister. Cesareti ve iradesi olmayandan sendikacı olmaz. Ekonomik sıkıntıların had safhaya çıktığı enflasyonun çok yüksek olduğu günümüzde sözde büyük özde küçük sendikaların ses vermemesi memur adına konuşmaması manidardır. Burada bir hususu da belirtmek istiyorum. Din Görevlilerine sağlanan 3600 ek gösterge hakkı için hükümete teşekkür etmeyi borç bilirim. Ancak bu haktan yararlanamayan Şef ve uzmanlarımıza da bu imkanın sağlanmasını istirham ediyoruz. Diyanet Birlik-Sen Yapacağı faaliyet ve mücadelede; farkındalık oluşturarak görev ve sorumluklarını bilen, Sunulan kamu hizmetinin önemine inanan, ona güç katan, verimini geliştirmek için ve kamu görevlisinin beklenti ve taleplerine ulaşması için sorgulayan, fikir ve emek üreten, güven veren saygı duyulan ve saygın bir sendikal mücadelenin adı ve adresi olmayı amaç edindik. Kurumlara, idarecilere, kişilere ve sendikalara karşı değil haksızlığa, yanlışlığa ve hukuksuzluğa karşı olacağız.
"TEMSİL TARAFIMIZA DİKKAT ETMELİYİZ"
İnsanları anlamlandıran şahsiyet ve kişilikleridir. “İnsanlık”, insanı insan yapan değerleri içerir. Bunlar; Özgürlük, eşitlik, kardeşlik, adalet, sevgi, saygı, hoşgörü, dostluk ve dayanışmadır. İnsana özgü ve bütün insanlar için ortak sayılabilecek üstün değerlerdir. İnsan her şeye bu değerlerin penceresinden bakar. Bu değerlerin yaşatılması toplumları daha mutlu kılacaktır. Diyanet İşleri Başkanlığımız: Referans alınan saygın bir kurum olmayı, görevlileri ile ilgili de: İslâm'ın itikadî ve amelî ilkelerini özümsemiş, eğitim ve kültür seviyeleri yüksek, kendisiyle ve toplumla barışık, beşerî ilişkilerde topluma öncü, muhatabını anlayan ve dinî sorunlarına pratik çözümler üretebilen, dinî ve ilmî verileri birlikte kullanabilen, söz ve davranışlarıyla örnek bir hayat sergileyebilen din görevlilerine sahip olmayı, Temel hedef ve vizyon olarak belirlemiştir. Bizler Diyanet Çalışanları olarak İnançlarımıza, görevimize, yaşantımıza ve temsil tarafımıza çok dikkat etmeliyiz. Bu temel hedef ve vizyon doğrultusunda İstisnasız Milletimizin gönüllerinde yer almalıyız.
"BÜTÜN OLUMSUZ GİDİŞATTAN DİNİ SORUMLU TUTMAK YANLIŞ"
Ülkemizde her türlü dini-sosyal-kültürel değerler slogan olarak yaşanmakta ve tartışılmaktadır. Bilgiye dayanmayan, Ölçüsüz, empatisiz ve hoşgörüsüz yaklaşımlar toplumda kamplaşma ve gerginliklere sebebiyet vermektedir.-Her şeyin slogan düzeyinde tartışıldığı Türkiye'de gerçek toplumsal sorunlar gözden kaçırılıyor. Gün geçmiyor ki okullarda, yetiştirme yurtlarında, kurslarda, tarikat ve vakıflarda ya da iş yerlerinde taciz, istismar, reşit olmayan kız çocukların evlendirilmesi, intihar, cinayet, mobbing vb. haberler gazetelerde yer almasın. Dinimizde ve örfümüzde yeri olmayan ahlak dışı davranışları yadırgıyor ve kınıyoruz. Eski DİB Başkanımız Prof.Dr.Ali Bardakoğlu: ‘’Toplumda taşlar yerinden oynar denge bozulursa dini değerler de sorun oluşturmaya ve yıpratıcı olmaya başlar. Toplumda taşlar yerindeyse din artı değerdir. ‘Geri kalmışlığın nedeni dindir’ demek ve bütün olumsuz gidişattan dini sorumlu tutmak yanlıştır. Din, dünyada insanca yaşamak, var olma sebebini sorgulamak için vardır.”
"DİYANET BİRLİK SEN VAKAR VE SAMİMİYET DEMEKTİR"
“Biz Türkiye'de insanımıza İslam dininin esaslarını, apaçık ilkelerini, Allah'tan başka tapacak hiçbir mercii olmadığını, Peygamberinden başka masum bir otorite olmadığını, ondan başkasına kutsallık atfetmenin ve mutlak teslimiyetin İslam'a açıkça aykırı olduğunu iyi anlatamadık da şeyh, cemaat ve tarikat kisvesinde kendilerine kutsallık ve dini otorite ilan ederek ihanet ve yanlışlar zuhur etmiştir.’’ diye ihmalimizi ortaya koyarken Diyanet ve çalışanları olarak görevimizi iyi ve eksiksiz yapmaya çağırmaktadır. Bu tesbiti iyi anlayarak; Milletimizin gönlünde yer tutan güvenilen, görevine ve insanımıza saygı duyan Din gönüllüsü olmak temel hedefimizdir. Diyanet ortak paydasında buluşmayı önemsemekteyiz. Diyanet Birlik Sen; vakar ve samimiyet demektir, sevgi demektir, birlik ve beraberlik demektir. Bu itibarla siyasetten ve idareden bağımsız sendikal anlayışı savunarak Diyanete yakışır bir Sendikacılığın mücadelesini vermek için yola çıktık. Yapacağımız faaliyet ve mücadelede; farkındalık oluşturarak görev ve sorumluklarını bilen, verdiği kamu hizmeti ve emeğinden dolayı saygı duyulan saygın bir üye topluluğu meydana getirmeyi amaç edindik.
"DİYANET ÇALIŞANLARININ SESİ OLMAK VE ADAM GİBİ SENDİKACILIK YAPMAK İÇİN ÇALIŞACAĞIZ"
Diyanet Birlik-Sen olarak Başkanlığımız yöneticileri ve müftülerimiz ile ilişkilerimizi ve karşılıklı diyaloğu önemsiyoruz. Kurumumuzun ve Diyanet çalışanlarımızın çalışma hayatı ile karşılaştığı sıkıntı ve problemleri beraberce gidermek, ortak değer ve düşüncelerimizi kamuoyuyla paylaşmak için sivil toplum kuruluşu olarak duruş ve tavır alacağız. Bütün samimiyetimizle gücünü sadece üyelerinden alan, her zaman sahada ve dinamik olması gereken yerde ve doğru zamanda, bütün vesayetlerin karşısında dimdik duracak, güçlü, birlik içinde ve Hakk’ı üstün tutan sendikacılık anlayışı ile hak mücadelesi yapacağız, Kimsenin kınamasına ve iftiralarına takılmadan Kısaca; karalamadan, ötekileştirmeden, kırmadan, dökmeden, sadece haksızlığa karşı tavır alarak, Diyanet çalışanlarının sesi olmak ve adam gibi sendikacılık yapmak için çalışacağız. "
NUMAN UYSAL’IN YÖNETİMİ
Numan Uysal, Tayfun Ese, Mustafa Ayar, Bilal akbaş, Mustafa Özkar, Ahmet Mutioğlu, Selim badur,
Denetleme kurulu:
Mehmet Ali Korkut, Sinan Çakır, Yunus Durmuş, Altan Kartal, Necdet Yılmaz
Disiplin kurulu:
İsmail Varol, Hikmet Akça, İsmail Turan, Oğuz Gürsel, Ensar Eren
YORUMLAR